Sayfalar

Perşembe, Haziran 24, 2010

Kısa Bir Mola

Çok özledim bloğumu,blogları okumayı,yorum yazmayı,yeni postlar yazmayı.Biyere gittiğimiz yok evdeyizde babaanne,dede,halalar ve bol kuzenlerle geçen bi haftanın sonunda yeni fırsat bulupta girebiliyorum.Bu bikaç günlük mola sadece,bi ses vereyim dedim.Bir hafta kadar yine dolu olacak ev,ondan sonra eskisi gibi Duru'yla başbaşa kalacağız.Daha önce bide internet gittiğinde bu kadar uzak kalmıştım blogdan.

Benim açımdan yorucu olduğu kadar güzelde geçti,sessizliğe alışmışım ama böyle sohbet ortamlarınıda özlemişim curcunaya rağmen (belki çok uzun sürmeyeceğini bilmek böyle hissettiriyor :)).

Kalabalık en çok Duruya yaradı tabi.Hep bol koşturmalı,bol oyunlu,bol boyamalı,bol konuşmalı geçti günleri.Zaten pek bana yapışık değildi,hiç beni gözü görmez oldu bu sefer.Çocuk için çocuklu ortam bambaşka kesinlikle.Bir yetişkin ne kadar ilgilenirse ilgilensin aynı hazzı yaşatamıyor.Bir başka oluyor çocukla çocuk.Duru'da genelde yalnız olduğu için çok mutlu oldu kalabalıkta yavrum.Gitsinler hemen ikinciyi yapıcam ( yok yok o kadarda değil :))

Duru neler yapıyor ? Bikere konuşması baya ilerledi son post yazımdan sonra.Üç dört kelimelik cümlelerde kurar oldu artık."bi konuşsun devamı gelir"demişlerdi gerçekten öyle oldu.Bir ay öncesine kadar her kelimeyi söylemesine rağmen cümle kurmuyordu,şimdi "Anne yişil çiçek yapcam" diyebiliyor :) O konuştukça benim içimin yağları eriyor.

Kitaplarını pek piyasaya çıkarmadım bu zamanlarda çünkü yırtılma ihtimalleri çok yüksekti.Bi önceki ayın meraklı minik sayısı ortadaydı bitek,akıbeti hala belli değil onunda. Kitap yerine boya kalemleri ve defterle bol zaman geçirdi ki iki defter bitirdi bikaç günde."Anne boş sayfa yok"diyerek en ufak bi çiziğin olduğu sayfalarıda kabul etmemesi bu süreci hızlandırdı tabi :) Bu arada sağ-sol el karışık kullanıyor,ben yönlendiriyorum bazen sağ eline alsın diye ama doğrumu yapıyorum bilmiyorum.

İlk kez kasede dondurma yedi kuzenleriyle,tabi benim tarafımdan iyice ezilip yumuşatıldıktan sonra,zira bi top dondurmayı ağzına koyma potansiyeli var. Yemek düzenide biraz şaştı kalabalıkta.Çocuklar odada boyama yaparken mutfakta yemek yemek istemedi haliyle.Neyse yalnız kaldıktan sonra eski düzenine döner sanırım.

Kalabalık gitsin tuvalet işinede ciddi ciddi el atıcam.Bu yaz ikimizede şans vericem,olmadı bi dahaki yaza kalır artık napalım.Nayloncudan eski tip bi lazımlık aldım,küçük tuvalet diye tanıttım ona.Bikaç kere kakasınıda yaptı çok mutlu oldum :)) bezinede yapınca kaka yaptım diyor, henüz çiş yok.Şimdilerde ara ara oturtuyorum.Oturmak hoşuna gidiyo ama pek bişey yaptığı yok.Yalnız kalınca bezini hepten çıkarmayı denicem halıyı kilimi kaldırıp :)


Dünya tatlısı sarı paşamız Ali Yiğit'le safari parkta eğlenirken bir kare.Ahh çocuk olmak vardı şimdi,zincire binmemek için zor tuttum kendimi ( çünkü binenlerin hepsi çocuktu :) biraz garip kaçardı herhalde )


Vesselam bütün curcunaya rağmen bloğumu ve arkadaşlarımı çok özledim.O hırgür arasında bile bikaç dakikalığına girip bakıyordum kim ne yazmış ne etmiş diye yorum yazamasamda :) Bir süre daha yokum,ondan sonra kaldığımız yerden devam.Hepinizi çok çok öpüyorum.

Pazartesi, Haziran 14, 2010

Elde Var 23

Koskoca yirmi üç ayı geride bıraktık bugün."Kaç yaşında?" diye soranlara "iki" diyeli aylar oldu.Neredeyse iki yıldır hayatımızdasın ve ben senden öncesini hatırlamıyorum,hatırlayamıyorum gerçekten.Sanki hep vardın.Her anlamda,ne kadar "boş"muşum daha önce.


Doğumunla birlikte birçok şeyide öğrettin bana.İlk önce "hayatta yapamam" dediğim normal doğurmanın o kadarda zor olmadığını öğrettin (belki birazda şansım yaver gitti).Sonra iki haftalıkken başlayıp neredeyse 1,5 yaşına kadar süren yoğun gaz sorunun,bana sabretmeyi,uykusuzluğu ve gaz için önerilen her şeyin,aslında hiç bi işe yaramadığı öğretti.Ağlama krizlerinde babanın yardımına koşacak "ben"olduğumu ama bana yardım edecek üçüncü bir kişi olmayacağını,bu sorunla baş etmesi gereken son kişi olduğumu,bazen dimdik, bazende ağlayarak öğrendim.Öğrendikçe güçlendim. 

Ailelerimizden uzak,başka bir şehirde seni yalnız büyütebileceğimi ve bütün sosyal hayatımdan,zevklerimden minik bir canlı için nasıl vazgeçebileceğimi gördüm,öğrendim.
Seninle büyüyorum ve öğrenmeye devam ediyorum güzel kızım.Bak senin için bir blog nasıl açılır, nasıl idare edilir,mim,sobe nedir onları bile öğrendim :)
Şimdilerdeyse ilk cümlelerini duymanın keyfini yaşıyorum.Ardı sıra dizdiğin kelimelerin hece hece ağzından çıkışını nasılda heyecanla izliyorum :)


Marketten aldığımız ekmeği kasaya götürüp "poşete koyalım"ve ardından gelen"teşekkürleeerrr" :)
Yemek yedirirken kaşığı elimden alıp"ben kendim yicem"
Herhangi bişeyi "istiyomusun ?"diye sorduğumda "hayırr,istemezzz" :)
"Bebekte otursun" ,"Duru'da katlasın","Ben,temizlik yapcam""kaayuu başladıı oleyy" :)
Başkasına göre çok basit gelebilecek bu cümleleri nasılda ezberlemişim :) çok keyifli ama çoook.


Bu dönem herşeyi kendin yapmak istiyosun,herşeyi.(Duruca)yemeğini kendin yicen,kıyafetini kendin giycen,banyonu bile kendin yapıcan.Bende çoğu kez  işin yapabileceğin kadarki kısmını sana bırakıp "aferin kızıma nasılda halletti"diyerek yüzündeki o kocaman gururlu sırıtmayı seyrediyorum. :)
Büyüdüğünün sende farkındasın ve bunu bize ispat etmeye çalışıyosun.Öyleki bazen bu isteklerine kulak tırmalayan cırlamalar eşlik ediyor.Çoğunlukla seni ikna edebiliyorum,öteki türlü oturup beraber cırlıyoruz :)

Perşembe, Haziran 10, 2010

İLK SOBEM

Adoşun annesi Başakcım ve Betüşün annesi Abidecim sobelemişler beni sağolsunlar,bende zevkle yazıyorum.


1.Nasıl Giydiriyorsunuz?

Karışık...Evde bazen atlet kilotla bazen pijamasının üstüne geçirdiği eteğiyle dolanıyor  :)
ama çoğu kez t-shirt,tayt,şort,eşofman tarzı giyiniyor.Nasıl rahat ediyorsa,nasıl mutlu oluyorsa yani.Anası gibi evde salaş olmayı seviyor oda.Kız olmanın verdiği bir kokoşlukta var tabi.
Dışarıdada yine aynı şekilde rahat olması önceliğim.Klasik tarz elbiseler yerine,yumuşak spor elbiseler,şık bir etek üzerine bady yada rahat bi pant.yine üzerine gömlek,bady renk uyumuna göre giydirmeye çalışıyorum.

2.Marka mı ? Pazar mı ? Semt butiği mi? Nerelerden alış veriş yapıyorsunuz bebelere ?
 
Markasız çorap bile giyidirmem ! Külliyen yalan :) hiç marka takıntım yoktur aksine.Rengini,modelini,kalitesini beğendiğim herşeyi,o anki bütçemede uygunsa heryerden alabilirim (uçuk fiyatlar hariç).Kıyafetlere çok paralar dökme taraftarıda değilim.Ürünü elime aldığımda zaten az çok anlaşılıyor kalitesi.Bir tane alıp uzun giydireyim yerine üç tane alayım çeşit olsun derim  :) tabi rahat olması ve zevkime uygun olması koşuluyla.Dolabında çoğunlukla Lcw marka hakim.Öncelikle renk ve modellerinin çok ve çeşitli olması,sonrada fiyatlarının uygun olması bunun başlıca sebebi.Fiyatlarından dolayı olsa gerek diğer mağazalara göre kalabalık olması,daha sıcak bi ortam yaratıyor.Pazar yerinde gibi istediğim şekilde karıştırabiliyorum peşimde eleman olmadan :) ee geçen sene giydirdiğim iki yaş badylerinide hala giydirebiliyorum daha ne olsun.

3.Haftada 3-5 defa makine döndüren çamaşır canavarlarının cicilerini ütülüyor musunuz?  

Arada sırada,aklıma eserse (  kırkyılda bir :) ) Ben makineden çıkardığımda düzelterek katlayıp bekletiyorum bikaç saat sonra asıyorum ütülü gibi oluyor :)
 
4.Terlik mi Sandalet mi?
 
Terlik giyebilen varmıki bu yaşlarda ? Daha yeni Deichman'dan sandalet aldık bu yazı onla geçiririz artık.Normal ayakkabı bulmak biraz zor oluyor ama, birazcık enli ayakları.Boy 24 ama en 25 anca oluyor.Koca ayaklı diye boşuna demiyorum :)

5.Şapka sorun mu ? Nasıl çözüyorsunuz?
 
Hemen hemen hiç sorun olmadı diyebilirim,inşallah bu yazda değişmez bu durum.
 
6.Malum deniz mevsimi açıldı.Mayo kullanıyor musunuz?Öneriler ?
 
Duru daha hiç denize giremedi,bu sene inşallah.Kesinlikle mayo bikini tarzı bişey almayı düşünüyorum zamanı gelince.Bayılıyorum minik mayolu totişlere :)

Bende aşağıdaki arkadaşlarıma sobee diyorum,bakalım onlar neler giydiriyor.

fikriye ve yakışıklı oğluşu sanberk

ayşe ve tosun oğlu yiğit

elif ve boncuk gözlü kayra

tatlı beril ve annesi

zeynep ve güzel kızı defne

Pazartesi, Haziran 07, 2010

Yine Yeşillendi Fındık Dalları

Geçen haftanın anlam ve önemine binaen kendimizi çayıra çimene attık.Aslında aklımda başka biyere gitmek vardı ama bu hafta kısmet olmadı inşallah bidahaki haftalarda ordan kareler eklerim :)
Konumuza uygun olarak bütün bir  hafta yeşili çiçeği börtü böceği okuduk çalıştık.Ağacı,çimeni,yeşili daha öncede bliyodu Duru, ama bu hafta hem doğaya ait yeni şeyler öğrendik hemde bildiklerimizi pekiştirdik.Özellikle yeşil rengine vurgu yaptık.


Biraz çimlerde koşturduk,debelendik,biraz resim çektik.




Kitaplarımızıda yanımızda getirmiştik,Callio'nun yeşillikler içindeki sayfasında takıldık uzun süre.

Biraz park keyfi yaptıktan sonra tekrar yeşillere yayıldık ailecek,hava kararıncaya kadar.

Babayada işledik aktivite duygularını :) oda almış çim tohumlarını,talaşı,kaş göz ne bulduysa Çim Adam yapacakmış Duru'ya :) hadi bakalım.

Evdede bol bol boyama yaptık hafta içi.Sulu,kuru,keçeli,pastel,parmak ne kadar çeşidimiz varsa hepsindeki yeşilleri kullandık,böylece bir oyunda geliştirdik.O görmeden ben bi çeşitle boyama yapıp ondan hangisiyle yaptığımı bilmesini istedim.Pastelle kuru boyayı karıştırdı çoğu kez :)

 Mavi ve sarı'yı karıştırıp yeşil rengi keşfettik yeniden.
İçinde bulunduğumuz haftanın konusuna uygun olarakta (sarı-kırmızı-turuncu ) turuncuyu keşfedicez.
   
Şimdi yazınca farkettim baya bişeyler yapmışız :) haa birde bütün hafta "yine yeşillendi fındık dalları"nı söyledik :)) o eksik kalmasın.

Bu haftada bol boyamalı, gezmeli ve bol öğrenmeli bi hafta olur umarım.

Alakasız olacak ama bugün kuzenleri bizdeydi Duru'nun ve Duru bütün gün bana "Ayşegül yenge" diye seslendi  :) iyiki çok sık görüşmüyoruz kuzenlerle , umarım yarından itibaren tekrar annesi olabilirim .

Çarşamba, Haziran 02, 2010

Duru'dan İnciler


Duru'nun temizlik aşkı devam ediyor , kafasına estiğinde çekiyo sandalyeyi lavabonun önüne sıkılıncada temizlik bitti diyor :) tabi maksat süngerle köpükle oynamak temizlik bahane.


Dedimya bebeklerine peluş oyuncaklarına taktı diye,biz ne ile oynarsak onlarında önüne koyuyor :) kitap okuyacaksak hepsinin önüne birer kitap,legoysa lego,pazzle'sa pazzle.Kişileştirmiş gibi onları,kimbilir hayal dünyasında neler kuruyor.
Burdada oynarken çöp torbası reklamı çıkmış çöpe at çöpe at diyomuş cadı :)



Bazende böyle bi bebeğiyle dakikalarca oynuyor,konuşuyo bıdı bıdı bişiler,şarkı söylüyor,parmaklarını sayıyor vs vs :)