Sayfalar

Cuma, Aralık 17, 2010

Yirmidokuz...


Gerçeğini yapacak kadar kar göremedik henüz ya,şöyle lapa lapa avuçlayıp kartopu oynayamadık,pencereden izlemekle yetindik.Ama son günlerde durmadan kardan adam yapar olduk,kuru,sulu,bakliyatlı hiç farketmez hepsini seviyoruz.Hele birde işin içinde yapıştırma varsa değmeyin keyfimize...



Ne yapıştıracağımızı şaşırdık artık en sonunda renkli kağıtları yırtıp yapıştırdık,nasıl güzel bi görüntü çıktı ortaya ama bayıldık ikimizde.Bakalım daha neler bekliyor yapıştırmalık,herşeyi yapıştırabilir değişik şeyler yapabiliriz,düşünmekteyiz...


Sulu boyamız mutfak dolaplarında hazır bekler bizi,defterde masa yanı petek üzerinde durur hep,her an ilham gelebilir çünkü,günde bi 5-10 kez rahat açılıp kapanır sulu boya kapağı...
Ben mutfak içi gündelik aktivitelerimi yaparken,Duru'da masa başı aktivitesini yapmış olur.

Hamur aşkımızda tamgaz devam ediyor,kendi yaptığım ve buzdolabı poşetlerinde muhafaza ettiğim hamurları kullanıyoruz hala,uzun bi süredir hamur almadık alma niyetindede değiliz.

29.ayı doldurduk üç gün önce,yazacak hem çok fazla şey var hemde hiçbirşey yok gibi.
Büyüme ve öğrenme süreci hızla devam ediyor,gerçi ne zaman bitiyorki.
Bu ay özellikle dikkatimi çeken "ben"kavramı tavan yaptı diyebilirim.Herşey "ben"im,her şeyi "ben"yaparım,her yere "ben"giderim diye bi durum başladı.Daha öncede vardı ama bu kadar yoğun olmamıştı.Bu bi taraftan hoşuma gidiyor,kendine güvenini görüyorum ama diğer taraftanda bencilleşirmi diye endişe ediyorum.Hele herşeyi ben yaparımlar çok zorluyor bazen.

Onunla oynarken yada bi aktivite yaparken annesi gibi değilde yaşıtı bi çocuk gibi davranmaya çalışıyorum genelde,her istediğini yapmıyorum,adil davranmadığında oynamayacağımı belirtiyorum.
O  özellikle kırmızı boyayı bana verip "bununla boya" dediğinde "hayır ben maviyi istiyorum ama"diyerek zorluyorum onu.Yada ben tavşanı seçtiğimde,elimden alıp "sen ayıcıkla oynamalısın"dediği zaman itiraz ediyorum.Çok fazla yaşıtı çocukla zaman geçirme şansı olmuyor maalesef,oyun arkadaşı çoğunlukla ben,babası ve şu dönem babannesi.Biz hep onun isteklerine göre davranırsak,yarın öbürgün arkadaşlarındanda aynı şeyi bekleyebilir diye düşünüyorum.

Kendi kendinede zaman geçirmeye başladı son dönem.Bi kitap seçip yazıların üzerinden parmağıyla geçerek bişeyler uyduruyor :) Yada evcilik oynadığında karşılıklı konuşmalar yapıyor kendince,birde oyuncağını seslendirirken sesini inceltişi varki çok komik :)

Kış yüzünü gösterdi iyice,daha tam kar göremesekte buz kesti ortalık,kiminle konuşuyorsam ya hasta ya yeni iyileşmiş.Bu sebeple korkumdan pek çıkamıyoruz dışarı,haftada bi iki kez gittiğimiz büyük parkada gidemiyoruz artık,iyice eve kapandık anlayacağınız.Babaanne,dede, biraz ekstra hareket oluyor evde,onlar gidince ne yapacağımı kara kara düşünüyorum şimdiden.Babada yeni işinden dolayı birazcık daha geç gelir oldu,hepten başbaşa kalacağız sosisle bu kış.
Ya gözümü karartıp atacağız kendimizi dışarı,yada dalıcaz aktivitelere evde iyi vakit geçirmeye çalışacağız,bakalım.

Kitaplardan çok dergilerini seviyor son zamanlarda.Bir ay büyüyünce astronot olucam diyor,diğer ay dalgıç, En sevdiği hayvanda bir ay gergedan oluyor başka ay dağ keçisi :) Meraklı Minik sağolsun,çok şey öğreniyoruz ondan ikimizde.

Çizimleride biraz daha gelişti,artık daha çok insana benzer şeyler çizer oldu :)
Kağıttan parmak kuklalar yapıyoruz,herkes kendi yüzünü çiziyor,sonrada kuklalara isim verip karşılıklı konuşturuyoruz,eğlenceli oluyor tavsiye ederim.

Geçiyor işte zaman hızlıca,2,5 yaşa bir ay kaldı sadece.Eski resimlerine,videolarına bakıyorum bazen,daha bi belli oluyor büyüdüğü.Hem hüzünleniyorum,özlüyorum eski zamanlarını,hemde mutlu oluyorum büyüdüğünü farkedince.Garip bişey annelik vesselam... 

Salı, Aralık 07, 2010

Ben Seni Sevdi Nayn


Bakmayın böyle sarmaş dolaş kuzu sarması olduklarına...

İlk gün Duru'nun çeneye gelen bir tırmıkla başladı herşey...Bu sebeple gıcık oldu bu tatlı bücüre "gıcık şeyy" diyede dillendirdi.Küçük koltuğu başta olmak üzere,oyuncak puseti ve hiç bir oyuncağını paylaşmak istemedi ,puseti kaldırdık ortadanda ufakta olsa bi çatışmayı önledik,yaa koltuk ? Paylaşılamayan koltuk...Onudamı kaldırsakki,yok canım o kadarda değil.
Birbirinin kalkması için fırsat kollanan,boş bulunduğunda popo hızla yerleştirilen minik koltuk.
Duru oturduğunda karşı tarafın sessizce pusuya yattığı,Berra oturduğunda ise ötekinin avazı çıktığı kadar bağırdığı koltuk.

A benim saftirik kızım,işaret ederimde anlamazsın,Berracık oturduğunda ise kıyameti koparırsın,hem kucağımda oturmak istersin hem koltuğun boş kalsın istersin,yok öyle hem karnım doysun hem pastam dursun.Hem öteki kuzenlerine hiç yapmazdın,bu sefer paylaşmama rekoru kırdın,sebep Berra'mı yoksa yeni bir dönemmi?

Berracıkta dünya oyuncak varken özellikle senin elindekini çekiştirirya her seferinde,sende kaptırırsınya hep  sonundada salya sümük ağlarsınya,gidipte geri alamazsın.

Yalnız olduğun için mücadele etmeyi bilmiyormuşsun,halan öyle diyor,doğrumuki acep ? Sonradan öğrenilebilen bişeymiki bu ? Öğrenilmeli mi ?
Hep karşındakinin oyuncağını çekiştiren onu ağlatan geçimsiz bi çocuk olmanıda istemem, ama böylede giderse daha çok ağlarsın çok üzülürsün be yavrum,bunun ortası yokmu ?

Nayn hayır demekmiş,Duru öyle diyor :) Bütün gün evde nayn nayn diye gezen bi boydaş olunca bunu öğrenmesi zor olmadı sanırım.

Böyle bol gürültülü,bol ağlamalı bol kalp çarpıntılı geçti bir hafta.Birde bol alaman çikolatalı :)
Kalabalıkta hasta olmamakta na mümkün,çoluk çocuk herkeste bir öksürük aksırık,herkesin elinde bir mendil,bonus oldu buda.

"Artık evlerine gitsinler" dedi Duru,Hala üzüldü "Bu sözü duymadan gitmeyi ümit ediyordum" dedi ama laf ağızdan çıktı bi kere.
Berra'danda "Ben seni sevdi nayn" geldi :))

Ee gittiler,rahatladım,rahatladık,koltuk davası bitti,herkese geçmiş olaa...

Şimdi babaanne,dedeyle güzel günler bekliyor Duru'yu.