Sayfalar

Cuma, Ağustos 27, 2010

Şiddetsiz bol Paylaşımlar...



Bu tatlı surat bugün elindeki peluş oyuncağıyla en sevdiği bez bebeğine vururken, gözlerimin içinede bakarak "dövüyom anne bebeği" dedi."Hayır kızım neden yapıyorsun"  diye sorduğumdada "ama yaramazlık yaptı anne"cevabını verdi."Yaramazlık yapan dövülür" sonucuna nerden vardı hiçbir fikrim yok.

Bu konuda bilinçli olan her anne gibi elimden geldiğince korumaya çalışıyorum şiddet içeren durumlardan.
Tv.izlerken çıkarsa diye kumanda elimde durur hemen değiştirebileyim diye.Hatta alışkanlık olmuş bazen Duru odada yokkende değiştiriyorum refleks olarak :) Gerçi şimdi reklamlardan çizgi filmlere kadar heryerde şiddetle karşılaşmak mümkün.Gsm reklamındaki adamın çığlık eşliğinde kafasını mermere gömdüğünü hangi cümle açıklayabilir "anne amca napıyoo"diye soran küçük bi çocuğa.
Yine çocuk düştüğünde düştüğü yeri döven "al sana bakalım"diyen eş dost akrabada sağolsun tabi.

Bukadar uyaran varken çocuğun şiddetsiz bir ordamda büyümeside düşünülemez sanırım.



Bu hamak tarzı salıncağı Duru biner diyerekten kurmuştum balkona, ama ondan çok bu peluş oyuncaklar keyif yaptı diyebilirim :)
Özenle dizilirler hergün yanyana,rahatlıklarınada çok dikkat eder benim kızım.
Kenarları yastıklarla genişletilmiştir salıncağın,hepsi aynı hizada durmalıdır dostların.
Sallanırda sallanırlar minik bir elin yardımıyla.Ancak acıktıklarında yada hasta olup doktora gideceklerinde çıkartılırlar :)
Umarım hep böyle paylaşabilir herşeyini sevdikleriyle,
Paylaşmanın tadına varabilir,
Paylaştıkça çoğaldığını görebilir umarım...


Pazartesi, Ağustos 23, 2010

Duru Bülten


oyun...oyun...oyun...

sabahın köründen akşam babanın gelme saatine kadar oyunla bozmuş durumdayız.
-hadi anne evcilik oynayalım,
-hadi anne logolardan robot yapalım,
-hadi anne yakala beni,
-hadi anne parmak yapalım (kağıttan minik rulolar yapıp,parmağa geçirilerek oynanan uydurmasyonumuz)
-hadi anne ...
-hadi anne ...

Öğlen uyku saatini zor getiriyorum,hele o gün geç kalkılmışsa (öğlen uykusu yoksa) yandımki ne yandım.Hayır bir doyum noktası yok, oyunun biri başlayıp biri bitecek arada boşluk verilmeyecek.Büyüdükçe kendi kendine oynama süresi artacak derken azalıyor bizde.Çalışan annelere özeniyorum şu sıralar :)


Ama nasıl bir heyecanla nasıl bir istekle geliyor,reddedemiyorda insan.Kendimi onun yerine koyunca hakveriyorum onada,çevremizde oynayabileceği çocuk yok.Onun işide bu, oyun oynamak ve bunu doya doya yapmak istiyor sadece.Benden başka talep edeceği kimsede yok.Birde o ara sıra kendini benim yerime koyabilse...

"Çocuk kulübü" diye belediyenin hizmet verdiği bir yer açılmış bizim mahallede,yeni gördüm.Top havuzu,zıplama alanı,jetonlu oyuncaklar,yine oyuncakların bulunduğu bir oyun alanı,minik masa-sandalyeler ve en önemlisi yaşıtı çocuklar.Günde bir saat olmak üzere ücretsiz bir hizmet.Yarın siftah yapacağız,eminim Duru bayılacak.


Tamda tuvalet eğitimi verdiğim günlerde bir ishal yaşadık.İlk günden test yaptırıp önlemimizi aldığımız için kısa sürdü şükür,ama ilk gün nerdeyse elli kere tuv.gittiğimiz için bez bağlamam gerekti "kızım azıcık hasta olmuşsun popu üşümesin"diyerekten.Neyseki ertesi gün büyük oranda normale dönünce bizde tekrar kaldığımız yerden devam edebildik.Artık gündüz çiş işi halloldu gibi.Yazdığım yazıdan beri (ishal dönemi hariç) hiç kaçak olmadı,çişi olduğunda söylüyor götürüyorum ve yapıyor.Gece bağlıyorum şimdilik,bazen kuru kalkıyor bazen bi iki kere yapmış oluyor.Şu dönem gece uykusunun daha önemli olduğunu düşünüyorum.Uzun süre kuru kalktığında sıra onada gelecek.



Ve tarihe bir not :

Akşam dolapta peynir arayan anneye verilen "şimdi kahvaltı zamanı değil anne"cevabı.

Bi çırpıda söylenen en uzun cümle :"Ben palkona gidiyolum baba,sende gelmek isteemisin?"

  

Cuma, Ağustos 13, 2010

Bir Minik Tosbaa

Geldi bize :)


 Her daim bakıyoruz ( yok yok beslemek anlamında değil bildiğiniz gözlerimizi ayırmıyoruz)



Bir o dokunuyor,


bir ben.


Çok sevdik kendisini,umarım uzun süre bizimle kalır.

Çarşamba, Ağustos 11, 2010

Çiş Mevzu

Doğru zaman ne zaman ?

Lazımlıkmı,adaptörmü ? Lazımlıksa klasikmi,müziklimi ( çiş yapınca müzik çalanlar varmış,daha neler görücez :)) Taşınabilirmi ( buda bana hiç mantıklı gelmiyor nedense) ?

Alıştırma kilodumu,normal kilotmu?

Çarşıda pazarda nasıl yapmalı ?

Gecede bağlamamalımı ?


İki yaş civarı çocuğunuz varsa ve mucizevi bi şekilde kendiliğinden öğrenmediyse genelde her annenin zihninde bi yerlerde sorguladığı sorular...

Yahu eskiden nasıl yaparlardı 5-10 çocukla bu işi ? Üstelik onca iş güç arasında , ıslata ıslata kendiliğinden öğreniliyordu sanırım başka bişey gelmiyor aklıma.Hayır anneme soruyorum oda hatırlamıyor "öğrendiniz işte ne bilim" diyor.Yani eskiden anneler için çokta önemli bir mevzu değilmiş bu sanırım.Günümüzde ise bunun üzerine yazılı bi sürü kitap mevcut,yeni nesil annelerde bunları yalayıp yutuyor(bende dahil) ama nedense daha çok geriliyor bu konuda.

Vesselam bizde Duru kızla çiş mevzuna giriştik bikaç gündür bu korkular eşliğinde.
Havaların sıcaklığı ve Duru'dan aldığım sinyaller üzerine çıkardım bezini.
Kakaya aylar öncesinden başlamıştık zaten.Kah yüzünün aldığı ifadeden kah "kaka yapyom"demesinden, nayloncudan 5 tl.ye aldığım koltuk tipi haznesi çıkabilen lazımlığa oturtuyordum ve yapıyodu.
Çoğunlukla benim tembelliğimden  ve bezine yapması işime geldiğinden çok üstünde durmuyordum ara ara yapıyordu yani.Asıl iş Çiş'ti bizim için.
İlk gün saat başı lazımlığa oturtmaya çalıştım.Çalıştım çünkü bazen ısrarla reddediyordu , oturduğundada bazen yapıyor bazen yapmıyordu.Dolayısıyla iki üç kaçak oldu.
Sonraki gün çiş aralıklarını daha iyi bilmemden iki saatte bir oturtmaya başladım yine aynı şekilde bazen "çişim yok"deyip ısrarla reddetti bazende kuzu kuzu yaptı ve bir kaçak oldu.
Bugün artı olarak kendide belirtmeye başladı ve biz koşa koşa banyoya gittik herseferinde.Sonuç hiç kaçak olmadı.
Öğlen uykusundada bağlamadım bu üç gün zarfında , çarşaf altına önlem aldım sadece.İlk gün uyandığını geç farkettiğimden sanırım yapmıştı altına.Son iki gündür kalkar kalmaz gittim yanına ve kuru kalkmış buldum ki öğle uykusu 2-3 saat kadardır.(Bu arada öğle uykumuza kavuştuk yeniden geçici bir dönemmiş,iyiki zorlamaktan vazgeçmemişim :))

Geceleri uyumadan çişini yaptırıp uyuduktan sonra bezliyorum.Gece kaldırmayı şimdilik gözüm kesmiyor :) Ama ilginçtir bi iki kere uyanıp koca bir bardak suyu bitirip tekrar uyumasına rağmen ( uykusunu dağıtmamak için götürmedim lavaboya) sabah kuru kalktı yinede.Sanırım doğru zamanda başladık eğitime.

Bugün akşam avm.ye gittik ve ben yine bezlemedim.Normal kilot ve üzerine kıyafetini giydiriyorum,bu arada alıştırma kilodu kullanmadık hiç bezden çok farklı gelmiyo bana.Yanıma bolca kilot,şort v.s aldım.Islak mendilimiz,peçetemiz zaten çantada mevcut.Kakayı günde bi kere yaptığından ve sabah o işi hallettiğimizden rahattım o konuda,çişide en fazla üstünü değiştiririm temizlerim ıslak mendille diye düşündüm.Çişim geldi diye hiç belirtmedi belki eve kadar tutacaktı bilmiyorum.Ben yinede lavaboya götürdüm ve yaptı neyseki.Bu işide halletmiş olmaktan dolayı mutlu döndük evimize :))

Daha "bitti" diyemiyorum,geri dönüşlerde bekliyorum.Kakasını bile altına yapmasına hazırlıklıyım :) ama sonbahara kadar en azından gündüz işi tamamen bitmiş olur diye ümitediyorum.
Sonrasındada geceye el atıcam :)

Bu konuda girişimde bulunacak anne ve bebeklerede kolaylıklar diliyorum :)

Pazar, Ağustos 08, 2010

İyiki Doğurmuşum "Kız" Seni




Daha önceleri cümle kuramadığı için,yaramazlık yaptığında "neyse neyse"derdi sırıtarak.Şimdilerde ise bi haltlar karıştırdığında ve bana yakalandığında "anne ben şaka yaptım" a terfi etti :) Hele biraz sesimi yükseltirsem yüzünde ağlamak-gülmek arası karışık bi ifadeyle "ben hiç yaramazlık yapmam anne" diyorki kızmayı bırakın kikir kikir gülüyorum içimden çaktırmayayım diye :)



Babayla oyuna daldıklarında,bende uzaktan beriden babayla sohbete girişmişsem yada olduki yanlarına oturma gafletinde bulunduysam vay halime."Çaabuk git şurdan anneee" diye bi bağırışı varki görende üvey anayım zanneder.Akşam baba geldiğinde ikinci sınıf insan muamelesi görüyorum resmen , gündüz yalakalığın bini bir para ama.


Bazende olmadık yerde olmadık cümleler çıkıveriyor ağzından.Daha önce anaanneden dönüşte "otur otur"diyen kızım,son dönüşümüzde yine anaannenin "bende geleyimmi " lafı üzerine "sen otur temizlik yap"diye cevap verebiliyor :)


Ona sataşan,ufaktan yanağına koluna dokunduran çocuk oldumu "seni sevdi kızım" diyorumki üzülmesin,karşılık vermesin,alışmasın.Çünkü gerçekten çocukları çok seviyor.
Geçen gittiğimiz bir parkta hiç çocuk olmayınca "öteki kardeşler nerde baba" diyerek hiç keyif alamadı ,hemen dönmek istedi.Anladımki park demek salıncak-kayak değil,arkadaş-kalabalık-heyecan demekti onun için.



Hep ilk çocuğum erkek olsun istemiştim.Hamileliğimin başındada güya içime doğmuştu :) Hatta 15. haftada doktor "erkek" deyince nasıl mutlu olmuştum ve sonra "kız"a dönüşünce ufak çaplı bi hayal kırıklığı yaşamıştım itiraf ediyorum.Ama şimdi ikinciside kız olsa inanın üzülmek bi yana çok mutlu olacağım.Oğlum olursa onunda farklı güzellikleri olacak elbet,ama kız çocuklarıda başka yav :) 
Sırnaşmalar,öpücükler,kırıtmalar,cilveler,canım cicimler.Kendilerini nasıl sevdireceklerini çok iyi biliyorlar,doğuştan programlı gibiler bu konuda.
Benim kız kardeşim olmadığından bunun eksikliğinide çok hissettim,belki birazda bundan ikinci kızı istemem.
Ama herşeyin hayırlısı tabiki...


Çarşamba, Ağustos 04, 2010

Mutluluk Dediğin...

...en sevdiğin kişiyle en sevdiğin yere keyifle ilerlemek


Hedefe ulaşmak için ,hayat basamaklarını emin adımlarla çıkabilmek tek başına.


Güneşi yüzünde hissetmek bazen,


bazen,özgürce akışına bırakmak bedeni.


Her güzel şeyin bir sonu olduğunu kabullenip,kürkçü dükkanına dönebilmek :)