Sayfalar

Cuma, Nisan 30, 2010

Spor Şart


Sevgili kızım bu koşu bandını ilk kez halasının evinde gördü ve üzerinden inmek istemedi.Kilolarının oda farkında demekki,ee biyerden başlamak lazım :)

Boyadık Boyandık

,d,
Aktivite bir hafta öncesine ait,kart okuyucum bozulduğu için anca bugüne yenisini alıpta ekleyebildim.
Efenim kızımla ikinci parmak boyası operasyonunu gerçekleştirdik.İlkine göre daha tecrübeliydi artık parmaklarını batırıp batırıp bi güzel yarattı sanat eserini.Elindeki boyalar kuruyunca yine rahatsız olup sürekli silmemi istedi ama sonuç güzeldi.Aslında sık yapılabilir vede keyifli bi aktivite,nedense parmak boyası deyince sanki halı koltuk batacak gibi bi izlenim oluşuyor halbuki hiçte öyle olmadı iki seferdede.Güzel güzel yaptı boyamasını hiçbir yerde kirlenmedi,hoş kirlensede çıkmayacak bişey değil ama biz anneler kuru,pastel gibi daha masum boyaları tercih ediyoruz sanırım.En kısa zamanda sulu boya çalışmasıda yapıcaz,aşıcaz kendimizi:)


Perşembe, Nisan 22, 2010

Biraz Oyuncak,Biraz Renk...

8 sularında kalktık Duru'cuğumla,yataktan kalkmamız 9'u buldu.Yeme içme faslından sonra üzerimdeki rehaveti bi kenara bırakıp kendimizi oyuna verdik.Normalde Duruyu doyurduktan sonra o oynarken ben biraz daha şekerleme yapıyordum, vicdan azabı duyarken gözlerim kapanıveriyodu.İşte bugün silkelenip kendime geldim ve o miskinliği attım üzerimden.Nasıl atmışımki önce boyama yaptık,sonra bütün pazzlerımızı yaptık,peşine eşleştirme taşlarımızla oynadık,boncuk geçirme,kitaplar derken saat öğleyi buldu.
Pazzle'lar tutmalı olanlardan ama artık ezberledi hepsini bibirine geçmeli pazzle almam lazım bikaç tane.Yine yeni kitaplar almalıyım,evdekileri tükettik.Boncuklu oyuncak zamanınıda geçmişiz sanırım ilk günden sonra sıkıldı yapmaktan.Ne çabuk büyüyor,ne çabuk öğreniyor bu çocuklar?Hızlarına yetişmek ne mümkün...
Bende son zamanlarda biraz tembelleştim sanırım yeni aktiviteler üretemiyorum kızıma.Daha çok araştırmalı daha çok şeyler yapmalıyım,bazı bloglara bakıyorumda ne yaratıcı anneler var.Böyle düşününce kötü hissediyorum kendimi.Aklımda yeni fikirler var aslında ama birde icraata dökebilsem.

Bu parça-bütün oyuncağıyla daha çok ilgileniyor son zamanlarda.Henüz tam olarak yapamasada baya baya doğru koyar oldu,ters koyunca kaldırıp düzeltiyor falan.Çok severek almıştım bu oyuncağı ilgilenmesi hoşuma gidiyor.

Turuncu ve mor çok kolay öğrendiği renkler oldu,ben hiç bir çaba göstermedim sadece sordu ve söyledim.Kırmızı,mavi ve sarı'yı sık sık tekrarladık ancak öğle öğrendi.Ne ilginç değilmi kimbilir o renkler derinlerde bir yerlerde nasıl etkiliyo onu.

Pazartesi, Nisan 19, 2010

Pazar, Nisan 18, 2010

Yaşanılası Güzel Şehir


Evlenip yerleştiğim,ilk anne olduğum,ilk örtündüğüm ve daha bir çok ilkleri yaşadığım güzel şehir,Karadeniz Ereğli.Masmavi  denizi,yemyeşil alanları,çantamı kollamak zorunda kalmadığım,fermuarı açık halde bile çarşı pazar dolanabildiğim,sakin ve güvenli caddeleriyle yaşanılası nadir yerlerden biri.

"Çınaraltı" bizim mekanımız.Oturup saatlerce arkadaşlarımızla sohbet ettiğimiz,bir yandan okey oynayıp ( çok fazla bilemsemde :)) bir yandan çayımızı yudumladığımız,deniz kenarındaki müdavimi olduğumuz yer.
Duru'yu bu şehirde yetiştirmeyi çok isterdim.Eşimin iş sebeplerinden dolayı bu güzelim şehiri terketmek zorunda kaldık.
Kimbilir,ilerde bir gün belki yine bu yaşanılası şehre yolumuz düşer...

Cumartesi, Nisan 17, 2010

Boncuklu Meret


Ne zamandır arayıp bulamadığım,bulduğumdaysa çok pahalı bulup almadığım boncuklu ipe geçirme oyuncağınının çakmasını yapmak bugüne kısmetmiş.Eşimin dedesinden yadigar iri boncuklu tesbihten araklanan 8-10 ahşap boncuk (boncukları daha sonra yerine koyma sözüyle eşimi ikna edebildim :)) ve bozuk bir şarjdan kesilmiş kablo,bu iş için biçilmiş kaftan oldu.Gördüğünüz renkli boncuklarda Duru'nun bi kaleminden çıkartılma.Oyuncağın orjinalinde delikler biraz daha geniş ama olsun işlev aynı.
Duru kah geçirdi kah geçiremeyip sinirlendi.Boncuğu delikten geçirmede sorun yok pür dikkat geçiriyor ama delikten geçtikten sonraki ucunu kaçırıyor bazen ve boncuk düşüveriyor haliyle.Ama deliklerinde dar olduğunu düşünürsek ilk gün için hiçte fena değildi.

Cuma, Nisan 16, 2010

Güzel Bir Gün

Bugün eşiminde evde olmasını fırsat bilip,iki dilim ekmekle klasik diyet kahvaltımı es geçip,mükellef bi sofra hazırladım.Kahvaltı oldum olası en sevdiğim öğündür.Çorba,sulu yemek,pilavdan ziyade bi dilim tereyağlı kızarmış ekmek ve bir fincan sıcak çay her zaman tercihim olur.

Çekirdek ailemizle yapılan uzuuuun soluklu güzel bir kahvaltıdan sonra biyerlere gitmeye karar verdik.Ne zamandır gezme şansımız olmamıştı hep bişeyler çıktı,en sonunda boya badana işi bizi eve kapattı.Bugün herşeyi bi kenara bırakıp caddelere attık kendimizi :) Aslında cadde gezmekten çok güzel bir yeşil alanda piknik yapmayı tercih ederdim bugünde hava çok güzeldi,Duru içinde süper olurdu ama piknik dediğinde kalabalık olunca güzel oluyor.Bir organizasyon yapmak lazım bu iş için.

Gezme lafını duyunca dururmu sabırsız kızım,parka parka diye dolabına koşup eteğini badysini çıkardı hemen, ardından ayakkabılarına yöneldi,tam tekmil hazır olup kapı önünde bekledi bizi :)

Pusetinde uyuya kalan çocuklara hep gıpta etmişimdir,Duru ancak bir iki kez uyumuştur oda uyusun diye kaç tur döndükten sonra :) Bugünde öğle uykusu saatinde dışarıda olmamıza rağmen uyumadı,baktık uyumuyor merkezdeki büyük çocuk parkına çektik puseti.O salıncak senin bu kaykay benim kan ter içinde koşturdu babasını.Babayla çıkmayı bu açıdan çok seviyorum gölgelik bi bankta oturup keyifle izleyebiliyorum koşturmalarını :)
Neyseki uyumamasına rağmen huysuzluk etmedi,park sonrası kısa bir tur atıp bişeyler yedikten sonra döndük evimize.

Günün yorgunluğu ve öğlen uyumamanın verdiği bitkinlikle erkenden uyuyakaldı kuzucum.

Çarşamba, Nisan 14, 2010

21 aylık


Tam tamına 21 aylık küçük bi kız çocuğu annesiyim bugün itibariyle.Kucağıma oturtup "balıım,bitanem,çiçeğimm" derken her ne kadar beni dürtüp "bebeğimmm" diye eklesede :) bez,biberon ve emzik haricinde artık iyice bebeklikten çıktı.
Şuan için uyumlu bi çocuk,beni pek fazla üzmüyor.Tabi ufak tefek huysuzluk nöbetleri oluyor ama inatçılık etmiyor konuşarak ikna edebiliyorum.Zaten öyle çok sessiz çok uslu bi çocuk olmasınıda istemem açıkcası.Umarım bu son cümlemden dolayı pişman etmez beni :) önümüzdeki aylarda yaşayıp göreceğiz.

Hala cümle kuramıyor ama her duyduğu kelimeyi söylüyor.
Kıımızı,çamışıy,kaşık,sepet,domatıs v.s. daha bi sürü kelimeyi çok anlaşılır biçimde söylüyor.Kurduğu kelimelerle vucut dilini birleştirince çok rahat anlaşıyoruz .Sabırla bekliyorum cümleler kuracağı günleri.

Boş-dolu,büyük-küçük,uzun-kısa,içinde-dışında gibi çoğu zıt kavramı anlıyor.Tencere takımı hala en favori oyuncağı,bu kavramların çoğunuda bu sayede öğrendi.

Şu sıralar kitaplarada sarmış durumda,eline geçirdiği kitaba benzer herşeyi getirip "oku" diyor.Haa okutmuyor orası ayrı resimlere bakıp onun anlayacağı şekilde anlatmamızı bekliyor.Resimlerdeki eşyaları,hayvanları tekrarlıyoruz,konuları onun anlayacağı şekilde anlatıyoruz heyecanla dinliyor.Neyseki yırtmıyor artık o yüzden kalın sayfalı pahalı kitaplar almamız gerekmiyor.Kırtasiyeden aldığımız bi sürü hikaye kitabımız var bol resimli hepsini çok seviyor tek tek okutuyor.

Kakasını yaparken söylüyor,fırsat bilip klozete oturttum bikaç kez ama gelmesine rağmen yapmak istemedi.Oturup sağı solu kurcalamayı tercih ediyor.Kaldırıp bezlediğim anda yapıyo cadı.Çişinden daha haberi yok ama.Bende zorlamıyorum şimdilik.Henüz lazımlığımız yok bi iki hafta içinde almayı düşünüyorum.Aslında klozete yapmaya alışsın istedim ama,yaparken ayaklarının yere basması gerekiyomuş o yüzden lazımlık almaya karar verdim.Önce biraz lazımlığına alışır havalar iyice ısınıncada bezini çıkarırım artık.Umarım bu yaz hallederiz bu işi.

Diş sıkıntımızda kalmadı artık 16 dişi var uzun süredir,diğer azılarıda iki yaş sonrası çıkacakmış.
Yazmadan aklımda bi sürü şey vardı ama şimdi tıkanıverdim.Genel olarak Duru'nun büyüdüğünü keyifle,heyecanla ve şaşkınlıkla izliyoruz.

Pazar, Nisan 11, 2010

Hamarat Kızım


Bu kare anneme gitmeden önce çekildi,unutmuşum eklemeyi resimlere bakarken farkettim.

Benim titiz kızım annesini taklit etmeyi çok sevdiği için,arkamı döner dönmez fırsat bilip almış süngeri eline:)

Elinde bez sürekli kapı-dolap siliyor son zamanlarda,onu görende beni akşama kadar temizlik yapıyor zanneder :))

Sanırım kız çocuklarına has bi durum bu.Genelde bu aylarda çok hevesli olurlar ama ilerleyen yıllardada yap desen yaptıramazsın.
Şimdilerde ben temizlik yaparken onada bi yer veriyorum ve orayı temizliyor kendince ve sonrasında ona teşekkür edip temizlediği yere bi daha ben dokunmuyorum.Bu çok önemli benim için.Ben küçükken temizlediğim masa,kapının üzerinden birde annem geçerdi sinir olurdum bu duruma.Öyleki genç kız olduktan sonra bile bi dönem temizlik yapmaz olmuştum.Şimdi aksine kızımı destekliyorum ve ona çok güzel bi iş yaptığını hissettirmeye çalışıyorum.

Cumartesi, Nisan 10, 2010

Ve Evimdeyim

Anneciğimin yanından dün gece geldik evimize.Duru'da babasını çok özledi bu sefer,her konuşmanın arasına babayı sıkıştırıveriyodu.Normalde akşam saatleri full babayla geçerdi ama son bi hafta anneanne ve anne ile geçti bütün gün.Haklı olarak sıkıldı biraz.Gerçi ordada başka alternatifleri vardı ama "baba"sının yeri ayrı tabi.Kız çocukları babaya daha düşkün olur derler ne kadar doğru bilmiyorum ama bu Duru için kesinlikle geçerli.Her zil çaldığında babası gelmiştir,bi yere gidilecekse babası götürür,bütün kıyafetlerini babası almıştır,bu böyle uzar gider :) Babayla buluşuncada nasıl mutlu oldu nasıl sevindi anlatamam bir cilveler bir işveler bizi gözü görmez oldu :)
Evimize geldik ama boya badana işinden sonra ev şantiye alanı gibiydi.Neyseki bugün biraz toplarladık,gerçi benim işim çok daha, bahar temizliğinide aradan çıkarmak istiyorum,ev hanımının işi bitermi :) "Ev hanımı" oldum artık,kayıtlı olduğum sitelerede ."çalışmıyorum"değil "ev hanımı" yazıyorum,bunu iyice benimsedim sanırım.Üniversiteden sonra evlenene kadar hep çalıştım,hatta hamileliğimin 6. ayına kadar çalıştım.Emekli olana kadar çalışırım sanmıştım ama ev hanımı oluverdim.Bundan sonrada çalışmayı düşünmüyorum ama tabi hayat neler gösterir bilemem.Herşey planladığımız gibi olmuyor elbette.İnsan hep kendini mutlu hissedeceği şekilde yaşayabilse keşke.

Pazar, Nisan 04, 2010

Anneanne'ye Geldik

Dün anaannemize gelmek üzere yola çıktık,şurup içirmeme rağmen bi lokma çıkardı kuzum.Yol biraz uzun sürünce hemen bunalıyor.Uzun dediysem bir saatten biraz fazla sürdü bir yakadan diğer yakaya geçtik.Ben anlıyorum zaten ter basıyor sessizleşiyor peşinede çıkartıyor.Neyseki çok çok azdı hemende uyudu zaten.Ayakkabılarınıda çıkarmıştım arabayı batırmasın diye onlarıda arabada unuttum aksi gibi eşimle tekrar eve döndü :(

Sabah gözlerini anannede açınca şaşırdı biraz ama dün geleceğimizi bildiğinden bütün gün anneanne diye sayıklamıştı o yüzden çok mutlu oldu.Kalkar kalkmaz ev keşif çalışmalarına başladı :) yeme içme faslını bitirdikten sonra bahçeye çıkardı anaannesi,bahçede tam çocuk yuvası gibi ama binanın bütün çocukları bisikletini alıp aşağı inmiş Duru çok sevindi,biraz bisikletlerin peşine koşturdu Dudu Dudu diye ( Bu sen in ben binicem demek:)) ama binince hevesini aldı.Bu arada ev ayakkabılarını giydi dışarıda:)
O öğle uykusundayken bende ona ayakkabı almaya çıktım.Kafama göre bişeyde bulamadım yorulduğumla kaldım.En son bulduğun bi çifti aldım oda üstten biraz sıktı gibi ama etiketi falan koparmıştım değiştirme şansımda yoktu.Neyseki ketendi ve giydikçe biraz açıldı gibi.

Öğle uykusundan sonra anaannenin yaptığı tavuklu şehriyeyi içti ve Dayıya gitmek üzere yola çıktık.Pusetinide getirmemiştim elinden tutup yürüttüm bi 20 dk.vardır arası anneannesi kıyamayıp arada kucağına alsada ağırlığına dayanamadığından ancak bikaç dakika taşıyabild i:) dönüştede yine aynı şekilde geldik,muhallebisini yedikten sonra mışıl mışıl uyudu Duru kızım bugün baya yoruldu ama İYİ UYKULAR SOSİSİM.

Perşembe, Nisan 01, 2010

Kelimelerim


Original Video - More videos at TinyPic


Ben Duru'yu konuşturmaya çalışırken yan komşudan bebek sesi geldi hemen antenleri dikti oda :)